SAĞLIK'TA 90 GÜN

SAĞLIKTA 90 GÜN
‘Kararlı bir yaklaşımla ve hizmete inanmış kişilerle, 90 günde bir gökdelen inşa etmek mümkündür.’
Azmin, inancın, samimiyetin, gayretin nelere kadir olabileceğini tanımlayan güzel bir söz…
Bu sözü Kamu Hastaneler Kurumu’nun “Sağlıkta 90 Gün Projesi” ile ilgili resmi internet sitesinde okudum…
Aklınızın bir kenarına not edin lütfen…
 yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.”
Bu sözü de KHK Kastamonu Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Mustafa Uyanık’ın makam odasının duvarında okudum…
Atatürk’ün 10. Yıl Nutku’ndan bir pasaj…
Bu sözü de not etsin aklınız…
…..

AZDAVAY’IN MİLADI: KÖMÜR KÖKENLİ DOĞALGAZ

Bu arada Delta Şirketi yöneticilerini şimdiden uyarayım;
Sondaj çalışması yapacağınız bölgede, insanlara yeraltı zenginliklerimizin değerlendirilmesinin, ülke ekonomisine kazandırılmasının önemini anlatmadan işe başlamayın! Yerin altındaki zenginliğin üstündeki güzellikten daha elzem olduğu gerçeğini aktarmadan bir tek ağaca dahi dokunmayın!

Mısır'da Hocalı'yı Görebilmek!

MISIR’DA HOCALI’YI GÖREBİLMEK?

2013 yılı yaz ayları İslam dünyası için iyi geçmiyor!
Mısır’da cereyan eden olaylar, sadece Mısır için değil; bütün İslam dünyası için büyük bir imtihan…
Seçimle başa gelen bir iktidarın Mısır tarihinde ilk kez halkın teveccühü ile Cumhurbaşkanı sıfatını kazanmış lideri, Tahrir kurmacası ile halkın verdiği makamı silahların gölgesinde postallara terk ederken…
Bütün dünyada “bunun adı darbedir” diyebilen tek ülke çıktı…
Demokrasi havariliğine soyunup, seçimlerden, sandıktan, seçmenin özgür iradesinden dem vurup demokrasinin sonucuna bir yıl bile tahammül edemeyenler yanında; diğer kendine demokratların da gerçek yüzünü ortaya koyması açısından önemliydi Mısır’daki olaylar…
Sandıkta verdiği oya, liderine ve demokrasi anlayışına sahip çıkmak isteyen yüzbinlerin Rabiatül Adeviyye Meydanı başta olmak üzere, Mısır’ın tüm şehirlerindeki meydanlarda verdikleri onurlu mücadele ise – benim penceremde – bize bir ders niteliğindeydi…

YÜREK KATEGORİZE OLMAZ

YÜREK KATEGORİZE OLMAZ!

Dün Mısır’daydı yüreğim, bugün Doğu Türkistan’da…
Yarın Hocalı’ya seferim var, yolun ucu Arakan’da…
Acı aynı değil mi? Katliam, zulüm, soykırım…

Ben Rabia Ana’da Doğu Türkistan, Adeviyye’de Mısır’ım…
__________
Bana,
“Acını kategorize et” diyorlar…
Mısır’da akan kana sızlayacaksa yüreğin,
Şu safta yer tut…
Doğu Türkistan’da on yıllardır süren asimilasyon politikasına ve işkence, zulüm, soykırıma isyan edecekse yüreğin,
Öteki tarafa yürü…
Hocalı’da yaşanan mezalim ve soykırımı unutmayacaksa belleğin;
Karşı kaldırımda ol…
Asırlardır yüzümüzü dönüp gözümüzü kapadığımız Medeniyetin Beşiği(!) Avrupa’nın tam göbeğinde soykırıma, işkenceye, tecavüze maruz kalan onbinlerce Bosnalı’yla atacaksa yüreğin,
Çitin ardına geç…
30 küsur yıldır güzel ülkemin taptaze fidanlarına, delikanlılarına, yaşlılarına, kadınlarına, çocuklarına, kundaktaki bebeklerine  doğrultulan silahlara kusacaksan nefretini,
Tezgahın ardında dur…
….

İMAM HATİPLİ OLMAK

İMAM HATİPLİ  OLMAK!

28 Şubat 1997 tarihi ile genelde Melek Liseleri, özelde ve hedefte ise İmam – Hatipler büyük bir tırpan yedi!
Bin yıl süreceği hesaplanan ancak, 4 yılda bir Şubat ayının 29 çektiğinin o gün için düşünlemediği post-modern darbe sonrasında İmam – Hatipler ve meslek liseleri teker teker kapılarına kilit vurmaya başladı…
Öyle ya!
Kesintisiz 8 yıllık eğitim ile mesleki alana 15 yaşında “merhaba” diyen öğrenci;
“ağaç yaşken eğilir” atasözünü öğrenmişti öğrenmesine de,
Ağacın yaşken eğileceğini ve bu ülkenin sanayi sektörünün, turizminin, iş dünyasının, toplumsal yapısının kaliteli ara elemana ihtiyacının her dem süreceğini birileri es geçmişti…
Bu es geçişi;
Üniversite sınavında meslek lisesi çıkışlının önüne 50 puanlık engeller silsilesi çekerek “pes”e çevirdiklerinde;
Meslek liseleri tercih edilen değil, kaçılan okullar haline geldi…
İmam Hatiplerde öğrenci sayısının 500 binden 60 binlere düşmesi bu kaçışın vahatimini gösteren en net görüntü olsa gerek…
İmam Hatipler ve diğer meslek liseleri yaklaşık 10 yıl süren bir dönemin ardından tekrar nefes almaya başladılar…
…..

90 yıl sonrasını görmek...


90 YIL SONRASINI GÖRMEK…

Yıl 1920…
Aylardan Kasım…
Şair-i Muazzama olarak ünlenen Mehmet Akif Ersoy, Kastamonu Nasrullah Camii vaaz kürsüsünde…
Camiye toplanan Kastamonu halkına sesleniyor…
Ama o gün söyledikleri sanki 90 küsur yıl sonrasına hitap ediyor…
Sebilürreşad Dergisi’nin 25 >Kasım 1920 tarihli 464’ üncü nüshasında yayınlanan Kastamonu Nasrullah Kürsüsü vaazından birkaç pasajla sizleri başbaşa bırakıyorum…
Yorum, ekleme, çıkarma yapmadan…
Ama size tavsiyem;
Mehmet Akif’in Nasrullah Kürsüsünden verdiği bu vaazının tamamını okumanız. Hatta Sebilürreşad Dergisinde yer bulan diğer üç vaaz özetini de…
…..

Mısır'da Kim Katledildi?

MISIR’DA KİM KATLEDİLDİ?

Tarih 17 Aralık 2010…
Yer Tunus…
Muhammed Buazizi…
Üniversite mezunu bir seyyar satıcı…
Ekmek parası için seyyar satıcılık yaparken; polisin, ruhsatı olmadığı gerekçesiyle mallarına el koyması üzerine kendini yaktı…
Elbette sadece kendisine değil diktatörlerin fildişi kulelerdeki saltanatlarına da kibrit çaktığını bilmiyordu…
İki yıl içersinde Arap dünyasındaki kukla yönetimlerin hepsi de domino taşı gibi devrilmeye başladı…

FEDAYİ

Azdavay FEDAYİ’sini kaybetti!

O’nu herkes FEDAYİ namıyla bildi…
Biz İmam – Hatip Lisesi öğrencileri ise Şaban Müdür diye…
Bu bir latife değildi…
Bizim gönlümüzde O, okul müdürü kadar saygı duyulacak, bir baba gibi sevilecek bir şahsiyetti…
Benim okuduğum harap bina şu anda yıkılmaya yüz tutmuş durumda… Ben mezun olalı 24 sene geçti…
Ama Şaban Amca’yı Azdavay’ın ıhlamur kokulu sokaklarında ne zaman görsem ellerine uzanır, saygıyla öperdim… Sadece ben değil, onun İmam – Hatip Lisesi’nde görev yaptığı yıllarda talebe olan herkes aynıydı…
Azdavay İmam Hatip Lisesi mensuplarının buluşmasında kimse sevinemedi bu yıl… Gerek program açılışında Kur’an-ı Kerim tilavet eden Muhammed Şahin Hoca’nın duasında Şaban Amca’ya özellikle değinmesi, gerek dernek başkanımız Ayhan Bakır’ın Şaban açılış konuşmasında Şaban Müdüre özel bir yer ayırması ve gerekse O’nun tüm evlatlarının yüreklerindeki burukluk; bu yıl yapılan programa ayrı bir mana taşıdı…
Yıllardır görmediğimiz arkadaşlarımızla hasret giderdik İmam – Hatip Lisesi mensupları buluşmasında… Şaban Amca’yı Hakk’a uğurladığımız günde… Yeni bir özleme yelken açarak…


Ruhun şad, mekanın cennet olsun Şaban Amca…

Azdavay'da Susuz Yaz

AZDAVAY’ DA SUSUZ YAZ

Susuz Yaz…
1963 yapımı dramatik bir film…
Filmin ana teması bir köyde yaşanan su sıkıntısı…
Necati Cumalı’nın aynı adlı hikayesinden uyarlanıp sinemaya aktarılmış bir eser… Bu film aynı zamanda gösteriminin sansürlenmesi ve Altın Ayı festivalinde büyük ödülü almasıyla da hafızalarda yer bulan bir eser…
Eğer bugün bu filmin yeni bir versiyonu çekilecek olsaydı…
Film ekibine önereceğim ilk yer Azdavay olurdu…
Çünkü dramın yanında komediyi de koyabilirlerdi…
…..