BİRİNCİ STK SAVAŞLARI
13 Eylül
2012 günü İstanbul’da Eresin Otel’de yapılan ve basına “BÜYÜK BULUŞMA” olarak
servis edilen toplantı tam bir Karadeniz Fıkrası’na dönüşme yolunda hızla
ilerliyor!
İlk düğmeyi
yanlış iliklediğinizde, peşinden gelen tüm düğmelerin de yanlış yerde
duracağını aslında bu toplantı ele vermişti!
Bunu
nereden anlıyoruz?
Basına
servis edilen toplantı sonucunda alınan karar : “Toplantı,
en kısa zamanda Kas-Der ve Kaskon üyelerinden oluşan bir komisyon kurulmasının,
sonrasında çalışma takviminin oluşturulmasının karara bağlanmasıyla son buldu.”
ifadeleriyle dağın fare doğurduğunu müjdelemişti aslında!
4 Ekim 2012 tarihinde KASKON Yönetim Kurulu Ve
Başkanlar Kurulu Üyeleri imzasıyla mahalli basınımıza yansıyan açıklama…
Ardından KASDER Başkanı Latif Çilingiroğlu imzasıyla
bu açıklamaya verilen cevap…
Ve yine ardından KASKON’dan KASDER Başkanı’nın cevabına
verilen cevap!
(Eminim ki biz bu satırları kaleme alırken cevaba
cevabın cevabı için de top ayağında olan KASDER bir metin hazırlığı yapıyordur.
Ve muhtemeldir ki yazımız yayınlandığında en az bir basın açıklaması daha
gelmiş olacak!)
Yıllardır gerek Kastamonu ayağının gerekse
İstanbul’daki Kastamonuluların diline pelesenk olan en büyük derdimiz : BİRLİK
– BERABERLİK İÇERSİNDE OLAMAMAK!
Ne trajikomik ki, sivil toplum örgütlerinin tek çatı
altında toplanması hedefiyle yapılan bir toplantının ardından İstanbul’daki iki
sivil toplum örgütümüz en üst perdeden EN BÜYÜK BENİM mücadelesine giriştiler!
Ve ne yazık ki Kastamonu kimliğini de temsil ettikleri
sıfatlarına yakışmayacak bir üslub içinde bel altı vuruşlarla ringdeki
mücadeleyi tam gaz sürdürüyorlar…
BİRLEŞME yemeğinin ardından KÖPRÜLERİ ATMA sonucunun
çıkması çok acı…
İki büyük sivil toplum örgütümüzün en tepe noktasında
yaşanan ve kamuoyuna yansıyan basın açıklaması tarzındaki atışmanın
seviyesindeki düşüklük çok acı…
Olayın Karadeniz Fıkrası kıvamına gelirken Kastamonu
kimliğine zarar vermesi çok acı…
“Ben haklıyım o haksız” çocukluğundan,
“Birleşelim ama benim çatım altında” egosundan…
“Birlik olalım ama en büyük ben olayım” hastalığından,
“Benim ismim en üstte bulunsun, yetmez bir de daha
kalın yazılsın” kaprisinden sıyrılamadığınız müddetçe,
İstanbul’da bir birliktelik hayalden öteye
geçemeyecek…
İstanbul’da birlik olamayan Kastamonu kimliği burada
da birlik olamayacak!
KAS-DER ve KAS-KON yetkilileri;
Farkında mısınız bilmem ama bu mücadeleniz Kastamonu
kimliği dışındakiler için bir Karadeniz Fıkrası görünümünde…
Kastamonu kimliğinin ise canını acıtıyor!
Lütfen bu kısır çekişmeye bir son verin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.