ÇOCUKLUK HAYALİ
Çocukluk hayaliydi;
Tarih öğretmeni olacaktı!
Tarih sahnesine çıktığı günden bu yana;
Adaleti, devlet sistemi, ordu düzeni,
sosyal müesseseleri, folklorik zenginliği, disiplini, at, bozkurt, ok, yay,
budun, kağan, yabgu gibi terimlerde hayat bulan eşsiz medeniyeti ile;
İslamiyet’in iki dünyada saadete ulaştıran
dairesine girdiği günden itibaren de;
İslamın bayraktarlığını elinde tutması,
Türk- İslam Cihan Hakimiyeti Mefkuresi’nin serhat boylarında “Allah! Allah!”
nidaları eşliğinde zaferden zafere taşınması UĞRUNA “Ya Şehit olan ya da Gazi”
Şanlı ecdadını geleceğin teminatlarının beyinlerine…
İlmek ilmek nakşedecekti…
…..
Olmadı!
Kaderi onun bu hayalini hayal dünyasında,
içinde bir ukde olarak yaşamasını uygun gördü…
…..
Artık olgunluk çağına gelip 40’lı yaşları
devirmeye başladığında;
Tarih bölümünde okumaya karar verdi,
Can dostlarının teşvik, ısrar ve
cesaretlendirmesiyle…
…..
Ve Tarih bölümünün bir öğrencisi oldu,
Kendisinin yarı yaşındaki gençlerin
arasında…
İlk başlarda korktu!
Ürktü!
Çekindi!
Kendisinin yirmi yıl önce mazide bırakıp
gittiği çağları yeni yeni yaşayan yüz civarında gencin arasında eğitim hayatına
yeniden “merhaba” demek kolay değildi 40 yaşını aşmış birisi için…
Hatta ilk günler kantine inmeye korktu,
yemekhaneye gidemedi!
…..
Durumdan vazife çıkarırcasına, sınıf
arkadaşı olan gençlerin sorumluluğunu da omuzlarında hissetti bu arada…
Onlara yaş itibarıyla ikiye katlamasından
ötürü değil; gerçek manada “abi” olabilmek için çabaladı…
Elinden geldiğince, dilinin döndüğünce,
gücünün yettiğince geleceğin ufuklarını aydınlatmaya aday genç tarihçilere
“abi” olmaya çalıştı…
Ve korktuğu, ürktüğü, çekindiği yeni dünya
onu tüm kalbiyle bağrına bastı…
Sahiplendi…
Sevdi…
“Abi” yaptı genç yüreklerde…
…..
Tarih öğretmeni olmaktı çocuk hayali!
Olamadı!
Bir 24 Kasım günü…
Telefonuna bir mesaj geldi…
Sınıf arkadaşlarından birisi önemli bir
husus görüşmek istiyordu.
Gitti…
Nezih bir mekanda oturdular karşılıklı…
“Sınıfın abisi” dert dinlemeye hazırdı!
Birkaç dakika sonra, 10 kişi daha girdi
nezih mekana…
Sınıfın abisi daha nasıl bir oyunun içinde
olduğunu anlayamadı!
Kendisine oynan oyunun farkına vardığında
ise;
Yüzü kıpkırmızı, dili tutulmuş bir
haldeydi!
Bir 24 Kasım günüydü…
Öğretmenler Günü…
Ve sınıfın abisi, sınıf arkadaşlarının
hazırladığı sürpriz bir organizasyonla
Çocukluk hayalinin gerçeğe dönmesini yaşadı
tüm damarlarında…
Sınıf arkadaşları “Öğretmenler Gününü”
kutluyordu ağabeylerinin…
Onların gözünde gerçek bir öğretmendi o…
Hepsine sımsıkı sarılmak istedi,
Avazı çıktığınca haykırmak,
Hatta doyasıya ağlamak…
Yapamadı…
…..
Çocukluk hayaliydi tarih öğretmeni olmak!
Ve hayali 42 yaşında gerçeğe döndü…
Etiketle değil…
Diplomayla değil…
Gönüllerdeki yeriyle bir öğretmendi artık…
…..
Bir 24 Kasım günü
Kendisine unutulmaz bir hatırayı armağan
edenler;
Onun unutulmazları arasında çoktan
yerlerini almışlardı!
…..
Siz siz olun hayallerinizden vazgeçmeyin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.