Amaç Üzüm Yemekse...

AMAÇ ÜZÜM YEMEKSE…

Son iki haftadır Gezi Parkı ile yatıyoruz…
Gezi Parkı ile kalkıyoruz…
Duygulanmamak elde değil!
Bu ne ağaç sevgisiymiş?!
Bu ne yeşil bilinciymiş?!
Gözlerim yaşarıyor; bilinçli(!), samimi (!), duygusal (!), hümanist (!), çevreci (!), sağduyulu (!), barışcıl (!) Taksim eylemcilerinin şanlı (!) yeşil, ağaç, çevre, doğa mücadelesini gördükçe!
Bu onurlu (!) duruşun ve şanlı (!) mücadelenin bir müddet daha devam edeceğini görmek ayrı bir mutluluk veriyor bana!
Taksim’de ağaçları kurtarmak az şey mi?


İzmir’deki fuar alanında kesilen ağaçları…
Koç Üniversitesi kampus alanında yok olan ağaçtan öte koca bir ormanı…
Türkiyemin 81 ilinde apartmanlar, siteler dikmek için kökünden kazınan ağaçları…
Kardeşim boş ver bunları…
Önemli olan Taksim’deki ağaçları kurtarmak!
Taksim’e AVM yapılmayacak diyorlar…
İnanmayınnnn!
Ağaçlar kesilmiyor, başka bir yere taşınıyor diyorlar…
Kanmayınnn!
Topçu Kışlası ile beraber hem tarih canlanacak hem de Taksim bütün dünyaya örnek teşkil edecek bir park haline dönüşecek diyorlar…
Zinhar ciddiye almayınnn!
Siz direnişe (!) devam edin…
Direniş mi dedim?!
Bu ağaç ve yeşil protestosu değil miydi ya!
Direniş de nereden çıktı?!
Neyse dilim sürçmüştür heralde…
….
“Mesele ağaç değil, siz hala anlamadınız mı?” diyerek içindekini dışa vurma gafletini,
Ağaçları kurtarmak eyleminde fidanları kökünden koparma, ağaçları yakma dalaletini,
Gayet masumane, barışcı ve çevreci eylemcilerin belediye otobüslerini, halkın arabalarını parçalama, evine ekmek götürme mücadelesindeki esnafın ekmek teknelerini yağmalama, kaldırım taşlarını sökme, Molotof, demir bilye, demir sopalarla meydan muharebesine gidercesine Gezi Parkı’na hücum garabetini sergileyenlere aldırmayın!
Onlar provakatörler…
Bizden değiller…
Ülkenin 81 ilinde de tek amaç ağaç ve yeşili korumak…
Kanal İstanbul’un tıkanmasını…
Yavuz Sultan Selim köprüsünün yapılmamasını…
Avrupa’nın en büyük havaalanı projesinin iptalini…
Yeminle söylüyorum; sırf ağaç sevgimizden istiyoruz!
 Eylemlerde en üst perdeden edilen küfürler, hakaretler falan da bize ait değil… Biz masum eylemcileriz!
…..
Halbuki çok daha güzel şeyler vardı kalemin mızrabına vuracak…
Dünyanın sevgi dili Türkçe’mizin 150 ülke çocuklarının yüreklerinde nasıl bir aşka dönüştüğünü anlatmak isterdim…
Kastamonu’da gerçekleşen Türkçe Olimpiyatları etkinliğinin evliyalar, enbiyalar, şühedalar diyarında Türkçe sevdasını nasıl Ilgaz’ın dumanlı tepelerinin üstüne çıkardığını yazmak isterdim…
Türkçe’nin dünya dili olma yolunda emin adımlarla yürüdüğünü 150 ülkenin 2 bin pırlanta yüreğinde göstermek isterdim…
Ama sevgiden daha önemli meseleler vardı gündemimizde…
Gezi Parkı damlasının dış mihraklı Tahrir sevdası halelerinin tsunamilerinde perdeledik son iki haftadır tüm güzellikleri…
…..
Kastamonu’da meydana gelen güzellikleri anlatmak isterdim…
Havaalanının gün saydığı bir dönemde Gümrük nimetine kavuşmamızın geleceğe açacağı pencereleri…
Ilgaz Tüneli’nin bittiğinde göreceğimiz ışığı…
Havaalanının talep sıkıntısı çekmediğinde ve Kastamonu kimliği sahiplendiğinde önümüzdeki yıllarda Kastamonu’ya sanayi, ticaret ve turizm sektöründe kazandıracağı ivmeyi…
Memleketimi yazmak isterdim…
….
2013 yılının Kastamonu konakları açısından altın yıl olduğunu biliyor muyuz, mesela?!
Türkiye’nin 80 ili “Proje ve Uygulama Yardımı”nda nal toplarken, Kastamonu’nun şaha kalktığından kaçımız haberdar?
Milletvekili seçildiği günden bu yana, Ilgaz’ın kıvrım kıvrım yollarını istisnasız her hafta en az dört kere arşınlayan Mustafa Gökhan Gülşen’in ilimiz konakları ve evleri için harcadığı emek ve gayretten kimin haberi var?
…..
Bu hafta Taksim Gezi Parkı’nda ağaç gölgesine sığınmış tahrir (pardon ağaç) sevdalıları işgal etti köşemizi…
Demokratik bir eylem dediler, biz de müdahale etmedik!
Buyurun ÇUVALCIZ bu hafta sizin dedik…
Haftaya Kastamonu konaklarının şahlanışıyla köşemize tekrar kavuşmak ümidiyle…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.