Azdavay…
Çocukluğumda ilkokul bahçesiydi abonesi olduğumuz yeri…
Sağır kayaydı en lüks plajımız!
Yürük Ahmet’in çokomelleri ve kavutlarıydı en büyük alışverişimiz…
Ve anne – babamın görev yaptığı lisenin bahçesiydi son
durağımız…
Ve gençliğimiz…
Alos’un kahvesinde alınan sınıf yoklaması ne kadar doğruydu
bilemem ama, güzeldi be…
Topalak Çayırına kadar bilmem kaç kilometrelik yolu güle
oynaya yürüyerek tepip, o uzun yürüyüşün ardından yaptığımız futbol
maçlarındaki yorgunluğun güzelliği…
Lise – İmam Hatip rekabetinin
tavan yaptığı bando takımlarının resitali…
Orman Bölge Müdürlüğü voleybol sahasındaki kıran kırana
turnuva maçları…
Belediyenin üç yüz kişilik düğün salonunda sergilenen
tiyatrolar…
Ve kalbin delicesine atmasına, yüreğin sıkışmasına, göğsün
daralmasına sebep bir kumralın, bir sarışının, bir esmerin peşinde bir tek
kelime dahi edemeden geçen günler, haftalar, aylar boyunca yazılıp yazılıp
yırtılan mektuplara yüklenen en ağır yük!
Bir tek “Merhaba, günaydın, selam” kelimesinin muhatabı
olabilmek için atılan taklalardaki heyecan…
Bir anlık göz göze gelmenin ardında aranan umut…
Ihlamur kokularının mest ettiği Cide Caddesi’nde kendinizi
çok büyük bir ailenin ferdi gibi hissettiğini tanıdık simaların verdiği huzur,
güven, mutluluk…
…
Ve geçtiğimiz günlerde yaşanan acı, talihsiz ve tarifsiz
olay…
Bir gencecik yüreğimiz kara toprağa girerken, diğeri de
soğuk duvarların prangasına girdi…
Azdavay böyle bir olaya alışkın değil…
Kavga olur, gürültü olur, çekişme olurdu…
Ama bu olmazdı…
Olmamalıydı!
…
Benim gençliğimde, Azdavay’da bir Doğuşspor vardı…
Hem futbol takımı hem voleybol takımı ile yetenekli gençlere
adeta bir lokomotifti…
Azdavay Lisesi her sene voleybol turnuvalarında tepe noktayı
kimse bırakmazdı…
İmam – Hatip Lisesi,
yani biz ise futbolda cürmümüz kadar yer yakar dönerdik turnuvalardan…
Ve her sene ya biz İmam – Hatip Lisesi’nin ya da Azdavay
Lisesi’nin bir tiyatro gösterisi olurdu…
Lise bahçesi, top sahası, pansiyon sahası, ilkokul bahçesi…
Bu alanlar hep doluydu…
Futbol, voleybol, basketbol oynardık…
En lüks plajımız Sağır Kaya’nın küçücük alanında Devrekani
çayına hücum ederdik…
Bir de Alos’ un kahvesini mesken edinirdik…
…
Şimdi gençler ne yapıyor Azdavay’da?
Ara sıra gittiğimde bakıyorum gençliğimin geçtiği
memleketimin orman yoluna…
Lise bahçesine…
Top sahasına…
Kimse yok!
Azdavay’da futbol takımı yok!
Voleybol takımı yok!
Tiyatro ekibi yok!
Sosyal aktivite yok!
Gazete yok!
Dergi yok!
Gençleri eğiteceğiniz, yol göstereceğiniz, kaynaştıracağınız
neyiniz var?
Gençlerinizin yeteneklerini sergileyebilecekleri hangi
faaliyetleriniz mevcut?
Efendim?!
…………….!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.