Uyan Ey Gözlerim


UYAN EY GÖZLERİM

Samanyolu TV’nin Ramazan ayında evlerimize hediye ettiği Kendimize Doğru dizisinin 25.inci bölümü Bayhan’ın seslendirdiği “Uyan Ey Gözlerim” ilahisi ile sona erdi…

Her bölümde enfes bir mesajla son noktayı koyan Kendimize Doğru dizisi 25.bölümünde de muhteşem bir mesajla son noktayı koyabilirdi… Aslında verdi de mesajı… Ama açıktan değil…

Dizinin senaristinin bu ilahiyi rast gele seçtiğini sanmıyorum… Uyan Ey Gözlerim ilahisinin hikayesini bilerek, özümseyerek ve yüreğinde hissederek son noktayı koyduğuna eminim…

Keşke İmam Emir bir iki kelam etseydi ilahinin sözleri hakkında da izleyiciler daha bir aydınlansaydı… Ama bu sefer de bize bu satırları yazma imkanı doğmazdı… Her şeyde bir hayır vardır, değil mi?!



Efendim,

Malumunuzdur, Osmanlı Padişahları ile ilgili akla gelen ilk kelime “harem”dir ne yazık ki! Zevk-ü sefa içersinde, teb’asının dertlerinden bi-haber, halkının sorunlarını umursamaz padişahların harem denilen yerde kadınlarla hayatını hayat etmesidir Padişahlık!

Müsteşrikler ve onlardan daha fazla kendi özüne yabancı olan tarihçilerimiz, hikayecilerimiz, romancılarımız, senaristlerimiz, yapıcılarımız velhasıl kendi özüne yabancı ve kendi özünü inkar savaşı içinde yel değirmenleriyle çarpışmaya ömrünü adamışlarımız tarafından Osmanlı Padişahları bir hareme hapsedilirken, bakan gözlerin kadrajı bu haremin penceresinin dışına taşamadı!

Sultan 3. Murat… Osmanlı Padişahlarının 12.ncisi… 1546 yılında dünyaya gelen Murat Han, Sultan 2. Selim’in vefatı üzerine 1574 yılında Osmanlı tahtına oturdu. Osmanlı Devleti en geniş sınırlarına onun zamanında ulaştı…

İsrafı sevmeyen, haksızlığa tahammülü olmayan, tedbirli bir kişiydi… Farsça ve Arapça dillerini edebi hakimiyet derecesinde çok iyi bilirdi… İslami bilgilere hakim ve dinine son derece bağlı bir kişiliğe sahipti… Birçok Osmanlı Padişahı gibi O da iyi bir şairdi…


Bir gün sabah namazına uyanamaz Sultan 3. Murat… Ömründe sadece bir gün vaktinde eda edemez sabah namazını! Ve öylesine üzülür, öylesine büyük bir pişmanlık içine girer ki; kalbi yerinde duramaz, ruhu rahat edemez, yüreği kor alevler içinde yanar…

Vaktinde kalkamadığı sabah namazının pişmanlığı vücudunu, ruhunu, kalbini, beynini öyle bir esir alır ve Sultan 3. Murat Han’ı öylesine büyük bir üzüntünün girdabına atar ki;

Utancı, pişmanlığı ve nedametiyle “Uyan Ey Gözlerim” diye başlayan şiiri yazar…

Şimdi o mübarek insanlara dil uzatan, onları uçkur düşkünü, kardeş kanıyla beslenen, zevk-ü sefa içinde yaşayan İmparatorlar olarak gören, gösteren, dillendiren, yazan bizler;

Günümüzde, sabah namazını kıl(a)mayan insanlar, böyle büyük bir pişmanlık yaşayabiliyor mu? Müslümanların yüzde kaçı düzenli olarak sabah namazlarına kalkabiliyor?


“Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan
Azrail’in kastı canadır, inan.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Seherde uyanırlar cümle kuşlar
Dill-u dillerince tesbihe başlar
Tevhid eyler dağlar taşlar ağaçlar
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Semâvâtin kapuların açarlar.
Mü’minlere rahmet suyun saçarlar
Seherde kalkana hülle biçerler.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan


Bu dünya fanidir sakın aldanma.
Mağrur olup tac-u tahta dayanma.
Yedi iklim benim deyu güvenme.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Benim, Murad kulun, suçumu affet.
Suçum bağışlayub günahım ref’ et.
Rasûl’ün sancağı dibinde haşret.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan!
Uyan uykusu çok gözlerim uyan”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.