Mezuniyet Şenliği ve İmza Günü


MEZUNİYET ŞENLİĞİ VE İMZA GÜNÜ

Kastamonu’nun tarihi ve turistik mekanlarını son bir haftadır kırmızı-siyah cübbeli gençler işgal etmiş durumda…

Hükümet Konağı merdivenlerine dizilmiş, Kalenin burcuna yuvalanmış, Nasrullah Şadırvanını sarmalamış gençler objektifin kadrajına gülümseyen yüzler, ışıldayan gözlerle giriyor…

Bir zamanların kokulu, şimdinin yeşil zümrüdü deresini fon yapanları…

Türkiye’nin en güzel üç meydanından birisi seçilen Cumhuriyet meydanını gelincik misali dolduranları…

Akşam ezanının ardından girilmesi cesaret isteyen zamanlardan gece yarıları ailelerinin çay muhabbeti yaptığı günlere gelen Kışla Parkı’nda kırmızı-siyah cübbeleriyle arz-ı endam eden gençleri gördükçe de…

Turhan Topçuoğlu düşüyor yüreklere… Dilde Mevla’dan acil şifalar temennisi, yüreklerde aminlerle…



Mezuniyet şöleni etkinlikleri de tam gaz devam ediyor…

Mezuniyet şöleninin bombası ise 22 Mayıs’taki Mustafa CECELİ konseri olacak…

Geçtiğimiz hafta boyunca pilav günü, film gösterimi, imza günü, kitap fuarı, sergi, spor müsabakaları gırla gitti…

İmza Günü demişken…

Nacizane 17 Mayıs Perşembe günü de Yunus Mürebbi’nin imza günü vardı…

Eğer imza günleri böyle oluyorsa, sanırım benim ilk ve son imza günüm olacak üniversitede!

Kültür Sanat Topluluğu Edebiyat Birimi’nin davetlisi olarak 9 Mayıs Çarşamba günü 3 Mart Konferans salonunda bir konferansımız olacak ve ardından kitaplarımızı imzalayacaktık… Son anda program değiştirildi! Kampüs alanı içinde merkez yemekhanesinde imza günü etkinliğine dönüştürüldüğü bildirildi… 

Yine son anda da imza gününün yeri Eğitim Fakültesi olarak değişti…

Eğitim Fakültesi A Blok salonuna girdiğimizde iki büyük kitap mağazasının uzun uzadıya standlarının hemen yanında küçük bir sehpa üzerinde kitaplarımı gördüm!

Önce geçici olarak oraya konulduğunu düşündüm… Ardından muzipce bir şakanın başrolünde olduğumu…
Kültür – Sanat Topluluğu Edebiyat birimi öğrencilerinin mahcup tavırlarından bunun bir şaka olmadığını anladığımda alnımdan süzülen terler eşliğinde “la havle”lerle hasbihale koyuldum…

Naci, Sadık Kemal, Sema, Seda Sümeyye, Samet, Serkan ve Gözde kardeşlerim iki saat boyunca hep yanımda kalarak destek vermeye çalıştı…

İmza Günü bir işkenceye dönüştü velhasıl…

Eğer sevdiklerimize, sevenlerimize, değer gördüklerimize, değer verdiklerimize, dostlarımıza, arkadaşlarımıza bu etkinliği ilan ve davette bulunmamış olsaydık; küçük sehpayı gördüğümüz anda “Allahaısmarladık” derdik!
Lakin kendimize, davette bulunduklarımıza ve en önemlisi yukarıda isimlerini zikrettiğim pırıl pırıl gençlere saygımdan ötürü…

Püfür püfür esen rüzgarın sayfalarını karıştırdığı bir açık alanda, yağmur korkusunu içimde hissede hissede iki saati tamamladım.

Üniversitelerde imza günleri böyle mi düzenleniyor, doğrusu bilmiyorum!

Ne de olsa Kastamonu Üniversitesi bünyesindeki ilk imza günümüzdü!

Geçtiğimiz hafta içinde Tarih 2.sınıf öğrencilerinin bir dersine de katıldım! Halka açıktı ders…
Bizans Tarihi dersinin bir etkinliği…

Tamamı kendi emekleri olan üç muhteşem sunumu keyifle, ibretle, pür dikkat izledim…

“1100 Yıllık Hakimiyet- Bizans Tarihi” belgeseli sanki usta ellerden çıkmışçasına kalite kokuyordu…

Muhteşem Yüzyıl gibi dizilein, Fetih 1453 gibi filmlerin yapımcıları, senaristleri bu gençlerden birazcık ders almalı bence…

“Entrikizans” isimli sinema filmi çalışması ise izleyicilerin midelerine kramp girmesine sebep oldu. “Kahpe Bizans” filmine nazire yaparcasına ortaya konmuş amatör ama içinde samimiyet, sevgi ve azmin dolu dolu yaşandığı bir komedi çalışmasıydı.

Kastamonu halkı ile röportajların yer aldığı bölümde ise izleyiciler gülerken ben utandım ve uzun uzun düşündüm…

Evliyalar yatağı Kastamonu’nun bağrında yaşayan bu memleketin insanları “Hepkebirler Türbesinde yatan sahabenin kim olduğu” sorusuna genelde şu cevapları verdiler:
-         
       Ben buranın yabancısıyım!
-          
       Evim hemen türbenin yanında, hep dua ederim ama kim olduğunu bilmiyorum!
-          
       Ben uzak köylüyüm!
-         
       Öyle mi? Bir sahabe mi yatıyormuş orada?

Program iki öğrencinin kulakların pasını sildiği Türk Halk Müziği ziyafeti ile sona erdi…


Kastamonu Üniversitesi’nde güzel şeyler oluyor…

Olmaya devam edecek…

20.05.2012