MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ

Okullar kapanıyor…

Son günlerini yaşıyoruz 2011-2012 eğitim – öğretim sezonunun…

Bu yıl önceki yıllardan biraz daha farklı…

4+4+4 sistemi sebebiyle önümüzdeki yıl birçok öğrencinin okulu değişecek…

Bu yıl birlikte okuduğu birçok arkadaşından ayrılacak öğrenciler…

Hal böyle olunca;

Her yıl yaşanan mezuniyet eğlencelerine veda gecesi enflasyonu da eklendi…

Birçok okul ve sınıf veda ve mezuniyet organizasyonları tertip ediyor…

Bugünlerde ön hazırlıkları devam ediyor bu etkinliklerin…

Kimisi en lüks düğün salonunu kiralamış, kimisi kamu kurumlarının sosyal tesislerini…

Öğrenciler iki duyguyu bir arada yaşayacak…

Arkadaşlarından ayrılacağı için üzgün…

Bir veda/mezuniyet etkinliği ile bütün bir yılın yorgunluğunu üzerinden atacağı için mutlu…

Anne babaları da aynı heyecan sarmış durumda…

Bazı aileler hariç!

Asgari ücretle bilmem kaç kişilik ailesini geçindirmeye çalışan…

Asgari ücreti bile bulamayan…

Hatta ve hatta hiçbir geliri olmayan, çocuğunu ya da çocuklarını hayır severlerin desteği ile okutmaya çalışan

veliler ve onların çocukları için madalyonun öbür yüzü devreye giriyor…

Bütün sınıf arkadaşlarının katıldığı, ailesiyle birlikte iştirak ettiği böylesine önemli bir toplantıya katılamayan

öğrencinin psikolojik hüsranını anlayabilmeniz için onun yaşadığı hüznü bizzat yaşamanız gerek…

Bütün sıkıntılara, zorluklara, imkansızlıklara rağmen çocuğunu veda/mezuniyet gecesine göndermeyi başaran

babanın ya da annenin çektiği sıkıntıyı anlayabilmeniz için, çocuğunuza 1 lira harçlık veremediğiniz, bir ekmek

alamadığınız günleri özümsemeniz gerek…

Çevremdeki arkadaşlarla, dostlarla bu günlerde konuştuğumuz ana gündem maddelerinden birisi de bu veda,

mezuniyet, şu, bu geceleri…

“Senin sınıf kaç lira topluyor kişi başı?”

“Bizimkiler 12 lira topluyor. 4 kişiyiz, 48 lira bayılacaz mecburen!”

“Ohooo… Sen iyisin dostum, bizimkiler 30 lira topluyor. Üstelik biz 5 kişiyiz.”

“O da bir şey mi?! X kişinin sınıfı 50 lira topluyormuş kişi başı!”

“yapma ya? Nerde yapıyorlar veda eğlencesini?”

“x düğün salonunu tutmuşlar.”

“bizimkiler de x kurumun tesislerinde yapıyor.”

“valla arkadaşlar ben katılamıyorum. Kişi başı 25 lira diyorlar. Çocuğu tek başına gönderemezsin. Mecburen

yanında birisi olacak. Annesiyle göndersem kardeşi üzülecek “ben niye gidemiyorum” diye. Çocuk üzülecek

babam niye yok diye. Ben 100 lirayı birkaç saatlik programa verecek güçte değilim ki! Çocuk üzülüyor ama

yapacak bir şey yok!

Bu diyaloglar son günlerde Kastamonu’da sıklıkla yaşanıyor inanın…

Bu sidik yarışına birileri dur demeli…

Çocuklarımız elbette veda yapsın, mezuniyet etkinliği düzenlensin…

Ancak işin cılkı çıkmadan yapılmalı bu faaliyetler…

Madalyonun toz pembe tarafını gördüğümüz kadar siyah ve beyaz tarafını da görelim…

Bazı ailelerin egosunu tatmin uğruna bir takım ailelerinin, çocukların üzülmemesi, sıkıntıya düşmemesi

gerekir…   

Bir de anlamadığım;

Okulun veda gecesi, mezuniyet töreni düğün salonunda, kamu kurumlarının tesislerinde yapılıyor!

Veda ettiğiniz yer şakşak düğün salonu mu?

Ya da sizi mezun eden bilmem hangi kurumun sosyal tesisi mi?

Mezuniyetinizi, vedanızı niye size yıllarca emek vermiş okulunuzda yapmıyorsunuz ey veliler?

Yoksa orda çiş yarışı olmadığından mı?