AZDAVAY CEZAEVİ MÜZESİ

AZDAVAY CEZAEVİ MÜZESİ

Azdavay’ın tarihi kimliğine en büyük kamu eseri katkısı eski Cezaevi binasıdır…
2002 yılından sonra Adalet Bakanlığı’nın küçük ilçe cezaevlerini kapatma politikası çerçevesinde kapısına kilit vurulan Azdavay Cezaevi, Belediye Başkanı Civelek’in olağanüstü gayretleriyle Belediye’ye kazandırılıyor…
Amaç cezaevi binasını restore edip ve geliştirip kültür turizm müzesi yapmak…
2008 yılında da faaliyete geçirilmesi düşünülüyor kültür ve turizm müzemizin(!)

Geçtiğimiz hafta iznimi geçirdiğim memleketim Azdavay’ın tarihi kimlik adına elinde kalan nadide eserlerinden birisi olan cezaevi binasının dış kapısında yeşil elbiseli insanlar elde tüfek beklemiyor artık…
Gözcü kulübelerinde de kimse görünmüyor…
Cezaevi bahçe kapısının bir zamanlar sıkı sıkıya zincirle bağlanan demirleri paslanmış ve birer tarafa adeta mayışmış vaziyette…
Demir namına cezaevinde dıştan gördüğüm ne varsa hepsinde de aynı paslanma hakim…
Bina kapısı ise kilitli ancak mazgal aralığından gördüğüm manzara, uzun zamandır kimsenin uğramadığını haykırıyor adeta!
Ve cezaevi duvarının dışını da bahçesini de otlar işgal etmiş durumda…
Azdavay’ın girişinde, yine tarihi kimliğimiz olarak algılamamız gereken Azdavay Lisesi bahçesiyle bitişik nizam Cezaevi binası ve bahçesi ilçemizin prestiji bana göre…
Öyle ya!
Hem en eski kamu binalarımızdan birisi…
Hem geleceğe taşıyabileceğimiz tarih dokumuzun en önemli öğeleri arasında…
Hem eski bir cezaevi…
Hem de yeni kültür ve turizm müzesi(!)
Ve ilçeye girdiğinizde ilk merhaba dediğiniz manzaralardan birisinin esas oğlanı…
Amacımız bağcıyı dövmek değil…
Azdavay’ın üzüm yemesi isteğimiz…
Bu bina madem bu kadar yıl atıl vaziyette bırakılacaktı,
5 yıl önce niye bu binayı almak için olağanüstü çaba harcadığınızı birileri soracak muhakkak!
2008 yılında faaliyete geçireceğinizi kamuoyuna açıklıyorsanız,
Hizmet vermesinin 4 yıl gecikmesi, hatta 4 yılın sonunda bile hiçbir çalışmanın yapılmamış olması dikkat çekecek ister istemez…
Yine de her şeyde bir hayır vardır anlayışıyla yaklaşalım olaya…
Duvarlarını ve bahçesini işgal eden otlar,
kiremit ve tuğla yığınları,
çökmeye az kaldı doktorum nerde diye inleyen odunluğu…
Azdavay Cezaevi binasının alındığı günden bu tarafa 5 yıldır unutulmasının (!)  bir hikmeti olsa gerek…
Ankara Ulucanlar Cezaevi’ni incelemenizi ve dikkate almanızı istirham ediyorum sizden Azdavay’ın çok değerli, etkili ve yetkili zevat-ı kiramları…
Biz de Azdavay’da bir Ulucanlar’a sahip olabiliriz!
Bırakın kültür müzesini, turizm şeysini…
Cezaevimiz olduğu gibi kalsın!
Cezaevi olarak sunalım hizmete!
Bir zamanlar suçluların ayaklarını sürüyerek girdiği bu mekana biz turistleri koşar adım sokalım…
Azdavay Cezaevi Müzesi olarak Kastamonu’da bir ilke imza atalım…
Projelendirmesi benden…
...

Bir kaç yıllık aynı lojmanda kapı komşuluğumu yapan, bu süre zarfında bir aile gibi kaynaştığımız değerli abim Cemal Çamcı' nın oğlu Sinan (23 veya 24 yaşındaydı) bir yıl önce yakalandığı amansız hastalığa yenik düştü. Ve Yüce Mevla'ya uğurladık bugün. mekanı cennet olsun...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.