İFTİRA ve SU-İ ZAN


İFTİRA VE SU-İ ZAN

Ramazan ayının en popüler dizisi “Kendimize Doğru” dizisinin dünkü bölümünde yine mesaj yüklü bir olay işlendi…
İftira ve Su-i Zan…
Gedikli kasabasının idealist ve hizmet aşkıyla dolu imamı Emir ile iyilik meleği doktor Reyhan’ını imamın odasının kapısında gören, radyodan yükselen kahkaha seslerini esas oğlan ve esas kıza ihale eden Dursun Ali’ nin su-i zan’ı ve dine karşı aşırı bir alerjisi bulunan Ferit’in iftira içeren dilekçesi, iki masum insanı kasaba ahalisi gözünde ahlaksız olarak gösterdi.
Kasabadaki insanlar da, ne İmam Emir’e ne Doktor Reyhan’a olayın aslını sormadan bir hüküm verdi.
Sonunda senarist olayı tatlıya bağladı…
Ve biz izleyicilere kapak olacak bir ders verdi.
Kimseyi gıyabında yargılamayın…
Kimse hakkında bir başkasının sözüyle hüküm vermeyin…
Kimsenin sözüne sazan misali atlayıp doğru kabul etmeyin…
Su-i zan’dan ve iftiradan kaçının, dedi…
Ayların sultanı, bereket, rahmet, iyilik, yardımlaşma ve kardeşliğin doruğa ulaştığı Ramazan ayında; verilebilecek en güzsel toplumsal derslerden birisini verdi “Kendimize Doğru”.


Peygamberimiz (a.s.m.) der ki, “Bir kimse kardeşini bir kusur ile ayıplarsa, o kimse ölmeden o kusuru işler.” Başkalarının hoşlanmadığımız özelliklerinin hangi şartlardan kaynaklandığını nereden biliyoruz? Kimlerin hangi zorluklar yoluyla kaderleri tarafından eğitildiklerini bilmeksizin, kimi kusurlu gözüken yönlerinin gizli bile olsa gıybetini yapmaya ne hakkımız var!
Ki, söylenen yalan ise gıybet bir de iftirayı almış olur yanına! Hem din kardeşinin gıybetini yapmak hem de iftira atarak günahı ikiye katlamak ne kadar akıllıca?!  
Ve gıybet ile iftirayı yayan kişinin sözlerini ölçüp tartmadan, araştırmadan, kaynağını öğrenmeden duyduğunu başkalarıyla paylaşmak ve duyduğuyla din kardeşi hakkında hüküm vermek… İftirayı ortaya atanın günahına, vebaline ve ahlaksızlığına müteselsilen kefillik değil midir?
Bu durumda iftiraya uğrayan ne yapmalı?
İftira sahiplerin yapabileceği en büyük kötülük “işi Allah’a havale etmesi” olacaktır! Çünkü Allah her şeyi gören, bilendir! Ve iftiraya uğrayan MAZLUM sınıfına girmiştir. Mazlum’ un duası ile Allah arasında da perde yoktur!
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ; “Üç kimsenin duası muhakkak kabul olur. Mazlumun, misafirin ve ana babanın” buyurmuştur.  Başka bir hadis-i şerifte de; “Mazlumun bedduasından korkunuz. Çünkü onunla Allahü Teâlâ’nın arasında bir perde yoktur” buyrulmuştur.
Gelin bir kimse hakkında size söylenen bir sözü sağa – sola taşımadan ve hüküm vermeden önce o kimseyi de dinleyin!
Hayırlı Ramazanlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.