KANTARIN TOPUZU KAÇMASIN
Siyaset…
Arapça “Seyis” yani “At Bakıcısı” kelimesinden türeme…
Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı olarak ifade
edilebilir genel manasıyla…
Siyasetçi ise yukarıda ifade edilen fiili gerçekleştirme
vaadi, savı ve projesi ile kamuoyunun karşısına çıkan kişidir, benim tanımımla…
Yani siyasetçi;
Ey vatandaş, “bu ülkeyi, bu ili, bu ilçeyi ben daha iyi
yönetirim” diyerek meydanlarda arz-ı endam eder ve projelerini seçmenle
paylaşır.
Seçim dönemi dışında ise;
Seçmenin çoğunlukla üzerinde karar kıldığı siyasetçi,
yaptığı icraatları ile;
Seçmenin arka sıralarda yer verdiği siyasetçi ise iktidarın
yapamadıkları ile bir sonraki seçim dönemi için heybesini doldurma gayretinde
olur…
Bu normaldir!
İktidar “yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır” derken;
Muhalefet “iktidarın yapamadıkları benim yapabileceklerimin
teminatıdır” savıyla çıkar arenaya…
Kantarın topuzu kaçmadığı müddetçe olması gereken de budur…
Kendisi adına ülkeyi yönetecek olanları seçen halkın;
iktidarın performansını değerlendirebilmesinin en sağlıklı yolu; muhalefet
denilen bir erkin varlığıdır. Çünkü muhalefet iktidarı halk adına izler,
denetler ve uyarır.
Olması gereken budur!
Muhalefet genelde iktidarın olumlu, faydalı, güzel
icraatlarını halının altına süpürme; yapamadıklarını, yanlış ya da eksik
yaptıklarını ise vitrine koyma düsturuyla hareket eder.
Bu da normaldir! Bir sonraki seçimde sandık başında rakibi
olacak bir siyasiye kim seçmen gözünde artı puan kazandırır ki?!
İktidar da muhalefetin vitrine koyduklarını görmezden gelip,
halının altındakileri vitrinine taşımayı düstur edinir.
E, bu da normaldir!
Kim kendi ayağına kurşun sıkar ki?!
Genelde de yerelde de siyaset üç aşağı – beş yukarı bu
minval üzere seyreder…
Kimse iktidarı icraatlarını anlatıyor diye suçlayamayacağı
gibi,
Muhalefeti de iktidarı eleştirdiği için suçlayamaz…
Her iki cenah da yapması gerekeni yapıyordur…
Burada hassas nokta:
KANTARIN TOPUZUDUR!
Genel siyaset konusunda kelam edemem…
O husus Türkiye’nin tanınmış, önde gelen, kaleminin hatırı
toplum nezdinde okkalı olan ustaların sahası…
Ama yerelde…
Memleketimin siyaset arenasındaki gladyatörlerinin
kapışmasında KANTARIN TOPUZU terazisi bir Kastamonulu olarak, bir Kastamonu
sevdalısı olarak nacizane beni ilgilendirir…
Son günlerde Kastamonu Belediyesi, Emin Çınar ve MHP
teşkilatı ile AK Parti ve Mustafa Gökhan Gülşen arasında yaşanan siyasi
polemik, beni derinden üzmekte…
Kim haklı, kim haksız?!
Sorusundan ziyade, bu kısır döngü, bu tartışma, bu üslup, bu
bel altı darbeler Kastamonu’ya ne kazandırıyor? Sorusu benim beynimde dolaşan!
Türkiye geneline sirayet eden siyasi üslubun Kastamonu
yereline de bulaştığını görmek istemiyorum bir vatandaş olarak…
“Kastamonu Değerler Projesi” nin papatyasındaki sevgi,
saygı, hilm, dostluk, barış dallarından birer demet gönderiyorum;
Kastamonu Belediyesi, MHP Teşkilatı, Emin Çınar, AK
Parti ve Mustafa Gökhan Gülşen’e…
Ben sizleri omuz omuza, el ele, mütebessim çehrelerle görmek
istiyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.