YERLİ MALI TÜRKÜN MALI
Yerli malı Türk’ün malı
Her Türk onu kullanmalı…
İlkokul sıralarında ezberlediğim iki satır…
Eminim ki büyük bir çoğunluğumuzun da zihninde dolanmakta bu
iki satır…
Ama sadece ezberimizde!
Ya uygulama?
Her şeyde olduğu gibi sadece ezberliyoruz!
Körü körüne…
Ve bilerek ya da bilmeyerek TAKİYYE yapıyoruz!
Kur’an-ı Kerim’i hıfzeden ama manasını bilmeyen hafızlarımız
misali!
Atatürk’ün Türk Gençliğine hitabesini ezberleyip manasını
bilmemek gibi…
İstiklal Marşı’nı hançeremizi yırtarcasına okuyup bir şey
anlamadığımız gibi!
Şapka Kanunu’na sıkı sıkıya sarılıp şapka takmadığımız gibi!
Harf İnkılabına methiyeler düzüp “q,w,x” simgelerini
tabelalarımızdan, markalarımızdan, yazılarımızdan eksik etmediğimiz gibi!
Daha onlarca, yüzlerce misalle GİZLİ TAKİYYECİLİK
maharetlerimizi sıralamak mümkün…
…..
Her gün ilkokullarımızda derse ANDIMIZ ile başlarız!
AND…
Yani yeminle…
Ne deriz o yeminde:
Doğruluğumuzdan, çalışkanlığımızdan dem vurarak;
küçüklerimizi seveceğimize, büyüklerimizi sayacağımıza yemin ederiz!
Atatürk’ün gösterdiği hedefe - hem de hiç durmadan -
yürüyeceğimize and veririz!
Sonra okullarımızın Atatürk köşelerinde yaldızlı yazıyla
öğrencilerin gözüne gözüne sokarız şu
veciz sözü:
TÜRK; ÖĞÜN, ÇALIŞ, GÜVEN!
Amma velakin;
Bütün okul dizilerinde, filmlerinde;
Hocasını makaraya almayı,
Okulu kırmayı,
Yazılıda kopya çekmeyi,
Velhasıl talebeliğe sığmayan ne varsa, en şirin, en tatlı,
en çekici, en teşvik edici halleriyle boca ediveririz geleceğimizin
teminatlarının önüne!
Çalışkan, notları yüksek öğrencileri İNEK yaparız!
Kırk küsur yaşıma geldim… Mini mini birlerin cıvıltılarıyla
şenlenen sıralardan geçeli otuz küsur yıl oldu… Ama hala ezbere bilirim
ANDIMIZI!
Ezbere bilirim…
Ezbere biliriz!
Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini ezbere biliriz…
İstiklal Marşını ezbere biliriz…
Namaz surelerini ezbere biliriz…
Çok şey biliriz…
Ama EZBERE BİLİRİZ!
Yerli malı kullanmanın önemini anlat diye bir mikrofon
tutsanız yolda geçen herhangi birisine;
Ülkenin ekonomik ve teknolojik kalkınmasından, dışarıya
bağımlılığı engellemesinden, istihdam oluşturmasından, refah düzeyini
arttırmasından onlarca faydasını sayar size YERLİ MALININ!
Ne var ki;
YERLİ MALI kullanmayız!
“Türk yurdu, Türk iktisadı, Türk eliyle, Türk tarihiyle yükselir. Türkler, TÜRK MALI alınız, TÜRK MALI kulanınız; Türk parası Türk toprağında kalsın. “
Kim diyor bunu?
Mustafa Kemal
Atatürk…
90 küsur yıl önce bugünkü tehlikeyi sezmişçesine kurduğu Cumhuriyetin gelecek kuşaklarına adeta ihtarda bulunuyor!
90 küsur yıl önce bugünkü tehlikeyi sezmişçesine kurduğu Cumhuriyetin gelecek kuşaklarına adeta ihtarda bulunuyor!
Bugün 5 kıtada 135 ülkeye mal
satan Türkiye’min ürettiklerini kendi vatandaşı hariç bütün dünya kullanıyor,
alıyor…
Aynı kalitede olan iki üründen
yerlisini değil yabancısını tercih ediyoruz! Ürüne değil markaya para ödüyoruz!
Ve bu marka hastalığımızdan, bu yabancı özentimizden dolayı yerli üretime balta
vurduğumuzun, iş sahalarını daralttığımızın, milli geliri ülke dışına
savurduğumuzun, geleceğimizi ise karanlıklara mahkum ettiğimizin farkına
varamıyoruz!
Artık lafta değil icraatta;
YERLİ MALINA ÖNCELİK VERELİM!
Kendimiz için değil,
geleceğimizin için!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler. Yönetici incelemesinin ardından yayına alınacaktır.