Nasıl bir uygulama?


En çok sevdiğim sözlerden birisidir:

Gelecek geçmişin ışığında aydınlanır!

Ve kapak gibi bir söz daha:

Kendi tarihini yazamayanların tarihini başkaları yazar. Tarihi yazan da talihi belirler…

Bu iki cümleyi yazılarımda sık sık görürsünüz…



Et tekrarü ahsen velev kane yüz seksen mücibince sık sık hem kendimize hem okurumuza hatırlatıyoruz…

Değerler Şehri Kastamonu projesi sayesinde bu gerçeği daha sık tekrar etme fırsatımız da olacak…

Bu sayede belki de değerleri sahiplenmeyi değersizleşme olarak algılayanlara, surda açılan gediklerin geleceğin inşasında ortaya çıkardığı tehlikenin farkına varamayanlara, erişemediği ciğere kedileri bile kıskandıracak bir hasetle etiket yapıştırmaya çalışanlara da bir şeyler anlatma imkanımız olur… Kulaklara bir damla kar suyu kaçırabilsek kardır…



Yazı başlığını dün belirlediğimiz için değiştirme şansım olmadı…

Ve başlık minvali üzerine birkaç kelam etmek zorundayız bu yüzden…

Yazımı gönderdikten sonra bir gazete ve bir haber sitesinde okuduğum bazı satırlar aslında bugünün ana malzemesi olabilirdi…

Konumuza da cuk otururdu…

Birileri ha bre kilimin altına süpürdüğümüz tozu, kiri, pası ucundan gösteriverince vaveylayı kopardık nedense!

Sözlerin çizdiği tablodan ziyade, yağmur dolu bulutların, geceye yüz vuran gökyüzünün, derenin kenarındaki çamurun rengini büyüteç elimizde cımbızladık!

Ressamın rengarenk çiçekleri, masmavi gökyüzü, şırıl şırıl akan deresi, yemyeşil çayırları kadrajın dışına atılıverdi!

Yaraya neşter vuracağımıza hastayı kadavra yapmaya çalışmak gibi bir pratik zekamız var!



Değerler şehri Kastamonu projesinin ufuktaki rotası yaraya neşter vurmak…

Okul öncesinde masallarla…

İlköğretimde deyim ve atasözleriyle…

Lisede makale ve kompozisyonlarla…

Yaradılanı yaradandan ötürü sevmenin yüceliği…

İşleyen demirin pas tutmayacağı…

Ne ekersen elinle o gelir seninle gerçeği…

Cennetin anaların ayakları altında olduğu…

Din, vatan, bayrak, namus, aile gibi zenginliklerin har vurulup harman savrulacak miraslar değil; geleceğe en güzel şekilde taşınacak emanetler olduğu…

Velhasılı kelam, ecdadın yaktığı medeniyet ışığının geleceği de aydınlatmasının emanete sahip çıkmakta yattığı gerçeği…

Uygulamalı olarak belleklere işlenecek…

Paydaş kurum ve kuruluşların değil, topyekün bütün bir memleketin sırtındaki ağır ve bir o kadar da mukaddes bir hedef var ortada:

MEDENİYET MEŞALEŞİNİ GELECEĞE TAŞIYACAK NESİLLERE İMZA ATMAK!

Tutup da şimdi birileri,

Kardeşim biz bu meşaleyi taşıyamıyor muyuz?

Ne yani, bu proje öncesinde biz adam değil miydik?

Kastamonu onurlu, gururlu, huzurlu, mutlu, şulu, bulu, caklı, cuklu memlekettir…

Memleketime dil uzattırmam edebiyatına girişmesin!

Hala bizi biz yapan mukaddes değerlerimiz yaşıyor…

Ama eskisi gibi değil…

Sahtekarlık, vurdumduymazlık, tembellik, saygısızlık, vicdansızlık, sorumsuzluk, ahlaksızlık, bedavacılık çeteleri…

Yanlarına uyuşturucu, silah, televizyon, internet birliklerini de alarak mukaddesat kalesine hücum ediyor!

Surda gedikler açılıyor!

Gedikleri kapatma vakti hala gelmedi mi?
13.04.2012