suçlu ayağa kalk


Tarihler 1098 – 1099…
Evet, doğru okudunuz, “0”lar yanlışlıkla “9” un yerini işgal etmedi yukarıdaki rakamlarda…
Bindoksansekiz, bindoksandokuz…
Yer Suriye’nin Halep kenti yakınlarındaki Maara…




Ve o günlere ait günümüze ulaşan belgelerden birkaçı:
- Maara"da bizimkiler Türk yetişkinleri kazanlarda kaynatıyorlar, çocukları şişe geçiriyorlar ve ızgara yaparak yiyorlardı. (Raoul de Caen-Fransız kronikçi (günlük tutucu))
- Katliam korkunçtu. Öldürülenlerin kanları sokaklarda akıyor, atıyla gezenlerin üzerine sıçrıyordu. Akşam karanlığında Fransızlar, sevinçten haykırarak kiliseye geldiler ve kana bulanmış ellerini ayin için uzattılar. (G.E. Perry - The Middle East. Fourteen Islamic Centuries Englewood Cliffs)
- Böyle bir katliamı ve yamyamlığı o güne kadar hiç kimse ne duymuş, ne de görmüştü. Ölüler piramitler şeklinde yığınlar haline getirilerek yakıldı. Sayılarının ne olduğunu Tanrı bilir. (Haçlı seferlerine katılmış bir şövalyenin hatıralarından alıntı) (T.G. Djuvara - Türkiye"yi Parçalamak İçin 100 Plan)
- Şövalye ve askerlerimiz öldürdükleri insanların midelerini deşip, bağırsaklarının içlerini boşalttılar ve sağken yuttukları altınları aldılar. Bütün evlere giren askerlerimiz, bir kişinin bile sağ kalmasına izin vermediler. Hatta bebeklerin ve yalvaran kadınların bile. (Ortadoğu tarihçisi Fulcherius Carnotensis"ten alındı) (T.G. Djuvara - Türkiye"yi Parçalamak İçin 100 Plan)
- Askerlerimiz Maara"da dinsizlerin (Müslümanlar) yetişkinlerini yemek kazanlarında kaynar suda haşladılar, çocukları şişlere geçirerek öldürdüler ve sonra da ızgarada pişirip yediler. (Fransız tarihçi Rudolf of Caen"den alıntı) (Amin Maalouf - The Crusades Through Arab Eyes)
- Antakya"da Bohemond (Haçlı ordusu komutanı), bir kaç Türk esirini boğazlattı, herkesin gözü önünde kızarttı. Sonra seyredenlere seslenerek, iştahını tatmin etmek için geldiğini söyledi. (Ch. Mills - Histoire des Croisades)
- Antakya önlerinde açlıktan şikayet eden haçlılara, Hıristiyan din adamı Pierre I"Ermit şu tavsiyede bulunur: "Açlığınızın sebebi korkaklığınızdır. Türk cesetlerini toplayın. Tuzlayarak pişirilirse daha lezzetli olur." Bunun üzerine Fransızlar onun dediğini yaptılar. (Funck Brentano - Les Croisades)
Bu iki yıl zarfında 200 bin Türk ve Arap müslümanın etleriyle beslenen bu YAMYAM zihniyet’in genlerine vahşet, iki yüzlülük, kalleşlik daha o günlerde hakim olmuştu.
Ve yıl 1945…
Fransa’nın kurtuluş, Cezayir’  in mahvoluş yılı…
İkinci dünya Savaşı…
Fransa Naziler tarafından işgal edilmiştir… Fransa’nın kurtuluşu, bağımsızlığı  ise ne gariptir ki Cezayir’in onbinlerce genci tarafından sağlanır… Cezayir’in tek isteği vardır; Fransa’yı Naziler’in işgalinden kurtaralım, bize bağımsızlığımızı verin…
Kabul der Fransa… Bizi Naziler elinden kurtarın, siz de özgür olun… Ve Cezayir’in civanmert delikanlıları Fransa’yı Nazi işgalinden kurtarmak için cepheye koşar…
Analarını, Bacılarını, Eşlerini, Cezayir’de bırakarak…
Ve Cezayirli gençler Fransa’nın Nazi işgalinden kurtulmasında büyük rol oynayarak, hürriyet ve özgürlük şarkıları eşliğinde geri dönerler… Cezayir artık bağımsız olacaktır… Çünkü Fransa söz vermiştir kendilerine…
Ne var ki… Cezayir’e döndüklerinde;
Ak saçlı atalarının, beşikteki evlatlarının kurşuna dizildiğini…
Anaları, bacıları, yavuklularının  ırzına geçildiğini…
Ölülerinin toplu bir şekilde iş makinalarıyla çukurlara atıldığını,
Yakıldığını, Denize döküldüğünü görürler…
Ve kendi ülkelerinin bağımsızlığı  uğruna gittikleri Fransa’dan dönüşte kendileri de geride bıraktıklarının yaşadığı vahşeti yaşarlar…
Bugünlerde internette “Cezayir katliamı” yazdığınızda karşınıza çıkan iğrenç görüntü ve yazılardan midenizin bulanmaması mümkün değil…
Tecavüz edilen bir Cezayirli genç  kızın iki Fransız askeri arasında bulunduğu resim…
iki Fransızın ellerinde tuttukları kesik başlarla verdikleri gurur dolu pozlar…
Bir çadırda ellerini havaya kaldıran bir köylünün öldürülmesi…
Ama hepsinden beteri, hepsinden tiksindiricisi bir Cezayirli genç kızın tecavüz için hazırlık amacıyla hortumla yıkanması görüntüsü…
Mideniz kaldırıyor mu bunları?
Yıl 1994…
Kardeşi kardeşe kırdıran Emperyalist vahşilerin silah yardımı ve askeri eğitimleriyle 100 günde 800 bin insanın katledildiği Ruanda…
Bu vahşilerden birisi ABD, diğeri Fransa’dır başı çeken olarak… Aynı ülkenin insanları olan Hutu’lar tarafından katledilen ılımlı Hutu ve tutsi 800 bin suçsuz insanın kanı Fransız silahlarına sıçramıştır bu katliamda…
Yıl 1789…
Hani bize demokrasi, cumhuriyet, özgürlük akımlarının baş tacı olarak yutturulan (!) Fransız Devrimi var ya? İşte onun yapıldığı yıl 1789…
Ve 1789 yılında yapılan bu devrimin ardından iyice fakirleşen, güçsüzleşen köylülerin haklı serzenişleri de aynı yıl içinde ve sonraki yıllarda barışçı, özgürlükçü, insanca yöntemlerle tepki görmüştür(!)
Yalan tarihin Vendee İsyanı! adını verdiği, sessiz tarihin hakkını arayan köylülerin serzenişlerinin devlet güçlerinin orantısız güç kullanması sebebiyle direnişe dönüştüğü Vendee İsyanı…
Bu sefer Fransa, Avrupa’nın ortasında kendi vatandaşını katliamla terbiye etmekten çekinmedi. 800 bin Vendee nüfusu yarıya düştü… Yani 400 bin insan katledildi demokrasi (!) uğruna…
Ve Anadolu…
Antep’in Gazi ünvanını bakkal Ahmet Amca’dan aldığını mı sanıyorsunuz?
Resmi kayıtlarda 6 bin 317 gerçekte ise bunun çok daha fazlası vatan evladını şehit veren Antep, anasının örtüsüne uzanan pis elleri kırmak için hücuma geçen Mehmet Kamil’in ruhundaki şahlanışla Gazilik payesini alırken; 11 aylık işgal boyunca Fransız melanetini yakından gördü…
Şimdi bu Fransa ne yapıyor?
“Ermeni soykırımı yoktur”  diyene hapis ve para cezası öngörüyor!
Güldürmeyin beni ya…
Dinime küfreden bari Müslüman olsa diyemem… Bunların sadece Müslümanlıkla değil vicdanlara seslenen dindarlıkla da ilgisi yok…
Asırlar boyunca üç kıtaya hükmetmiş,  şu andaki 50 ye yakın ülkeyi idaresi altında barındırmış, beslemiş, insan yerine koymuş olan Osmanlı Devleti; bu tek dişi kalmış medeniyetin yaptığının binde birini yapsaydı; şu anda Balkanlarda, Afrikada, Ortadoğuda halkların konuştuğu dil Osmanlıca - Türkçe olurdu…
Eğer bizim ecdadımızın ellerinde; Amerika, İngiltere, Almanya, İspanya, İtalya, Çin, Rusya ve Fransa gibi soykırım, vahşet, mezalim, katliam kanı damlasaydı;
Kusura bakmasın AB zevatı kiramları, bugün Avrupa birliğinizin yarısı tarih sahnesinde bulunamazdı…
Bir zamanların teba-ı sadıkası  Ermeniler, on yıllardır Ermenistan adı verilen bir kabileler topluluğunda sazanlıklarının ızdırabını çekmektedirler… Ve görünen o ki, hafızaları balıkları bile kıskandıracak derecede! Hala anlayamadılar riyakar medeniyetin maşası olduklarını!
Fransa, bizi maruz kaldığımız bir katliamın nesnesi iken öznesi yapmaya uğraşacağı yerde, kendi kanlı tarihindeki katliamların, işkencelerin, vahşetlerin hesabını vermeli…
İlahi mahkemede yükselen SUÇLU AYAĞA KALK! Emri nidasının ardından;
Ayağa fırlamayacak tek milletiz elhamdülillah!
Fransa ise başını arz-ı semaya çarpacak!
21.12.2011