PAPATYANIN YAPRAKLARI

PAPATYANIN YAPRAKLARI

Önder olmak kolay değildir…
Öncelikle inanç gerektirir…
Ardından azim, sebat, ısrar, motivasyon, plan, proje, ekip…
Bir adam çıktı…
Dyned diye bir şey attı ortaya,
son günlerini yaşadığımız eğitim – öğretim sezonun başında…

Ben de dahil bir takım aykırı seslerin beyninde karıncalanan soru işaretleri;
kimisinde kısa bir sürede dağıldı, kimisinde ısrarla hendeği atlamadı…
Öğrenciler SBS’lerde bu proje yüzünden başarısız olabilir…
Dyned öğrenciye bir şey kazandırmaz…
Diğer derslerinde başarısız olacak…
Ve buna benzer bilimum un çeşitlerinin ipe dizilmesi, kararından döndürmedi…
İnatla, ısrarla projesinin arkasında durdu…
Ve şu anda Kastamonu, Dyned projesinde Türkiye Birincisi…
Yine aynı şahıs…
Ahşap denilen bir olgunun üzerindeki ölü toprağını attı önce…
İlk fuarına imza atarak…
Ve bugüne kadar Kastamonu’da yapılmamış bir şey yaptı…
Tam 10 bin lira ödüllü bir logo yarışması açtı…
Ahşabın masasını, sandalyesini, mobilyasını Kastamonu kimliği ile memleket sınırları ötesine taşımanın ilk adımını attığının farkında mıyız bilmem…
Türkiye’nin dört bir yanından profesyonel ve amatör grafikerler en güzel Kastamonu Ahşap logosuna imza atabilmek için fotoşop’un, kuarkın imanını gevretti…
Ve geçtiğimiz günlerde logo yarışması sonuçlandı…
Kazanan Ankaralı bir katılımcı…
Yanlış söyledim; KAZANAN KASTAMONU…
Ve geçtiğimiz aylarda başlama düdüğünü ciddi bir konferansla çaldığı bir proje…
Kastamonu Değerler Projesi…
Daha önce de bu proje ile ilgili birkaç kelam etmiştik…
Geçen hafta bu projenin ilk çalıştayı yapıldı…
Projenin paydaş kurumlarından temsilciler Kastamonu Üniversitesi’nde bir araya geldi…
4 komisyona bölündü katılımcılar…
Her biri papatyanın farklı değerlerini pay etti…
Ben “Sevgi, saygı, hoşgörü, hilm” yapraklarının verildiği 1. Komisyonun bir üyesiydim…
İki gün boyunca kafa patlattık komisyonlarda…
Projeyi nasıl aktif hale getirebiliriz?
Ecdadın günümüzde hayalini bile kurmakta zorlandığımız muhteşem medeniyetinin nüvelerini yok olmaktan nasıl kurtarabiliriz?
Evliya – Enbiya – Şüheda şehri Kastamonu’dan suya düşen ilk damlayı nasıl daha gür akıtabiliriz?
Son oturumda komisyonların sonuç bildirgesi okunduğunda;
Kastamonu’dan değerler denizine akıtılacak bir damlanın bütün Türkiye’de haleler oluşturabileceğine olan inancım bir kat daha arttı…
Resmi olarak sonuç bildirgesi kamuoyu ile paylaşılmadığından şimdilik şunu bilin yeter;
Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz,
Gelmişiz dünyaya medeniyet nedir öğretmişiz.
Diyen Mehmed Âkif’in bu dizelerine anlam katacağız inşallah…
Kafasına koyduğunu yapan bir ismin önderliğinde, “Kastamonu Değerler Projesi” önce Türkiye’ye, ardından dünyaya örnek olacaktır…
Aha buraya yazıyorum, dediydi dersiniz!
“Değerler Şehri Kastamonu” projesi, bu memleketin projesi değildir…
Türkiye’nin hatta ve hatta dünyanın ihtiyaç duyduğu bir projedir…
Öğretmen merkezli değildir…
Öğrenci odaklı değildir…
Veliye hitap eden değildir…
En ücra mezradaki Ahmet Dede’den Kastamonu’nun göbeğindeki Fatma Hanım’a…
Azdavay’daki esnaftan, Tosya’daki memura…
İhsangazi’deki ev hanımından, Araç’taki bakkala…
Cide’deki şoförden, Pınarbaşı’ndaki çiftçiye…
Beşikteki çocuktan yetmişlik dedeye, nineye…
Esnafa, memura, amire, işadamına, esnafa, şoföre, öğretmene, öğrenciye, veliye, idareye…
Velhasılı kelam bütün bir topluma hitap eden…
Bütün bir toplumun ihtiyaç duyduğu…
Bir insanlık projesidir…
Papatyanın yapraklarını “seviyor, sevmiyor” mantalitesinin çok ötelerine taşıyarak,
Ecdadın değerler silsilesinin kalbine yerleştiren bir ekipten de böyle bir proje beklenirdi zaten…